Kırmızı gül kokusuyla vals
Kırmızı gül kokusuyla vals Öyle özel bir gündü ki yazmasam olmaz. Yazma ritmim zaten buna göre belirlendi. Sık mı yazı paylaşıyorum yoksa seyrek mi derdine düştüm bir ara. Ama epeydir bunu sorun yapmıyorum. İçimde bir dürtü oluyor; bir ses "bunu yazmazsan olmaz" diyor ve ben onu dinliyorum. Akciğer yıkaması konusunu beni yakından tanıyanların çoğu biliyordur. Çünkü onlar, ya anlattığıma denk gelmişlerdir ya da Kalbimiz Attıkça kitabımdaki, meslek yaşamımdaki ilk akciğer yıkamasının öyküsünü okumuşlardır. Burada söz edeceğim başka bir öykü. Önceki hastalarım şifa bulmuşken, sonraki hastalarım kendiliğinden ya da sadece bir yıkama ile düzelmişken bir hastam, tam da arada kaldı. Epeyce uzun bir zamandır ona sağlık vermek için kaç koldan çabalıyoruz. Akciğer yıkamaları ile rahatlıyordu rahatlamasına, ama bir süre sonra yeniden gereksinim duyuyordu. Bunun üzerine yurt dışından getirtilebilecek bir ilaç için çare arayışına giriştim. Ama çok pahalı olan bu ilacı sağlık g