Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kırmızı gül kokusuyla vals

Resim
Kırmızı gül kokusuyla vals Öyle özel bir gündü ki yazmasam olmaz. Yazma ritmim zaten buna göre belirlendi. Sık mı yazı paylaşıyorum yoksa seyrek mi derdine düştüm bir ara. Ama epeydir bunu sorun yapmıyorum. İçimde bir dürtü oluyor; bir ses "bunu yazmazsan olmaz" diyor ve ben onu dinliyorum. Akciğer yıkaması konusunu beni yakından tanıyanların çoğu biliyordur. Çünkü onlar, ya anlattığıma denk gelmişlerdir ya da Kalbimiz Attıkça kitabımdaki, meslek yaşamımdaki ilk akciğer yıkamasının öyküsünü okumuşlardır. Burada söz edeceğim başka bir öykü. Önceki hastalarım şifa bulmuşken, sonraki hastalarım kendiliğinden ya da sadece bir yıkama ile düzelmişken bir hastam, tam da arada kaldı. Epeyce uzun bir zamandır ona sağlık vermek için kaç koldan çabalıyoruz. Akciğer yıkamaları ile rahatlıyordu rahatlamasına, ama bir süre sonra yeniden gereksinim duyuyordu. Bunun üzerine yurt dışından getirtilebilecek bir ilaç için çare arayışına giriştim. Ama çok pahalı olan bu ilacı sağlık g

Mozaik

Resim
Bugünün Mozaiği Hayatın renkleri canlı; renklerin çeşitliliği, benzemezlikte bütünleşmeleri ve bir araya gelişlerindeki uyum bana çok iyi geliyor. Orta yaşın üzerindeki hastam, doktor kızı ile geldi. Altı aydır ara ara görüşüyoruz. Başta akciğer kanseri kuşkusu ile telaşlı bir şekilde gelmişlerdi. Aslında telaşlı olan kızıydı; hastama bu olasılık söylenmemişti. İlk aşama için bunda sorun görmedim. Nasılsa ben hastamla her olasılığı konuşuyorum. Bunun için de tartarak ilerliyorum; hazır olduğu bilgiyi hazır olduğu zaman vererek. Elim nabzında oluyor yani. Randevu ayarlanacak, gelecek, muayene süresi geçecek... Bir kez yürek ağza geldiyse bu zaman, görecelik teorisine göre ömür gibi gelir insana.  Sonra zaten süreci ben devralıyorum. İlk gelişinde o bu hastamla da görüşmüştüm, yanında getirdiği tetkikleri iyice inceleyip yenilerini yapmıştım. Akciğer enfeksiyonu olma olasılığı bana göre daha yüksekti. Durumu iyice anlattım. Tedaviye yanıt vermezse ileri inceleme yapacağımı söyledi

Girit/Crete, WASOG ve başka şeyler

Resim
Girit/Crete, WASOG ve Başka şeyler İşte geldik gidiyoruz. Eteklerim zil çala çala geliyordum ya, şimdi aynı düzeyde ama başka tür bir heyecanla geri dönüyorum. Adı, eve gitmek olduğu için. Uzmanlık eğitimimin daha 3. ayında bütün masrafını mecburi hizmette biriktirdiğim paralardan karşıladığım, kendime burs verdiğim, mesleki/bilimsel gelişimime sponsor olduğum ilk kongrem, Avrupa Solunum Derneği'nin Floransa'daki Yıllık Kongresiydi. O zamandan beri kongreye gittiğim bütün şehirlerden "buraya ayrıca gezmek için gelmeli," düşüncesi ile ayrıldım. Aradan geçen 25 yılda bunun değişmeden kalması çok ilginç.  Evet, Girit gelmeyi hevesle beklediğim bir yerdi. Yaklaşık üç gün geçirdim. Bu sürede antik Knossos Sarayı'nı da görmedim, Heraklion Arkeolojik Müzesi'ni de. Molo Kalesi'ni ve Venedik surlarını otobüsle yanlarından geçerken görülebilen kadarıyla biliyorum. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların ısrarla bombalayıp koca bir antik uygarlığa, ardınd

Biriktikçe anlatmalı

Resim
Yola çıkmadan heybeye bakmalı; neler birikmiş diye Yarın yine yolculuk zamanı. Amerika'ya ayaklarım geri geri gidiyordu ya şimdi tam tersi; bu sefer eteklerim zil çalıyor. Hiç canım istememişti, orada kongreye katılmak dışında başka hiçbir şey yapmadım. Dönüşte gördüğüm genç bir erkek hastam, randevu almak için aradığında Amerika'ya gittiğimi öğrenmiş ve bana "Nasıldı?" diye sordu. "Sevmedim, sevemiyorum ben," dedim. Ne gerekçemi sordu ne de beni anlamaya çalıştı. Söylediği ile beni güldürdü, sonra da düşündürdü: "Keşke ben de bir gitsem de sevip sevmeyeceğimi anlayabilsem."  Aslında konusu açılmışken o hastamdan da söz etsem mi? İlk kez, tam 1,5 yıl önce görmüşüm. Bütün hastalarım için ayrıntılı dosya notu tutuyorum. O nedenle izlem daha kolay oluyor. hatta son birkaç yılda iyice abarttım. Her görüşümde, o günün dosya notunun altına o hastam özelinde planımı da yazıyorum. Tedavi yanıt vermezse ne yapacağım, tetkiklerini ne zaman yineleyece