Kayıtlar

Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bambaşka Bir Yaşam Öyküsü

Resim
Bambaşka Bir Yaşam Öyküsü Yaşam öyküsü ile insanlara ilham kaynağı olan, ışık tutan ve yol gösteren insanlar genelde tarih anlatılarındadır. Oysa benim için yaşamın yanı başımdaki gerçeği… Babamın yaşam öyküsünün birçoğundan geri kalmayacağına bahse girerim. Önceleri sevilen, sayılan ve iz bırakan bir öğretmendi ve hatta benim de ortaokul yıllarımda fen bilgisi öğretmenim oldu. İzmir'deki bir okulda, yerini bile çok az kimsenin bildiği "Ders araçları" kurumundan alınmış filmlerden doğa olaylarını, yapamayacağımız ama öğrenmemiz gereken deneyleri onun sayesinde izlerken hep daha iyisini yapmaya uğraşmanın anlamını da görüyorduk. O yıllardaki sınıf arkadaşlarım ile halen ara ara haberleşiyoruz ve onların öğretmenleri olan babama karşı sevgisinin, saygısının sürdüğünü gördükçe babamla gurur duyuyorum. Zaman zaman eski öğrencileriyle de –neredeyse kırk yıl- karşılaşıyorum. Onlar da tanıklık ediyorlar babamın çok özel bir öğretmen olduğuna. Yaşamlarına öyle ya da bö

Ölümde tanıştık

Resim
ÖLÜMDE TANIŞTIK Bugün hiç tanımadığım bir kadının cenaze törenine katıldım. O anda ve sonrasında duygudan duyguya savruldum… İşim gereği ölüm haberleri vermek ve duymak günlük olağan anlardan. İş ile ilgili olduğundan belki, öylesi bir haber olmaktan öteye geçmiyor. O an için üzülüyorum, ama kısa sürede bu duygudan çıkabiliyorum. Baş etme yolum bu olmalı. Yoksa çalışamaz duruma gelirdim. Tanıdıklarımın cenaze törenlerine katılmamayı yeğliyorum. Bütün bastırılmış üzüntüler birleşip bilinçaltından bedene doğru kendilerine bir yol buluyorlar. Sonra ağla ağla… Neredeyse kendimden geçiyorum. Öyle ki cenazenin sahibi beni yatıştırmak zorunda kalıyor. İnsanoğlu bir muamma ve ben de istisna değilim. Bugün katıldığım cenaze töreni ise şimdiye dek gittiklerimden çok farklıydı. Sade, içten, aşkla sarılmış… Bu söylediklerimde bir terslik yok. Evet, düğünden değil cenazeden söz ettiğimi biliyorum. Yoksa düğün müydü? Bir arkadaşımızın halasının cenazesiydi. Kaybettiklerini, ik

Sesin Hissi

Resim
Sesin Hissi Kanepe misafirliği serüvenimin daha başlarındaydım, ama ileride bu konuyu bir kitap haline getirmeye çoktan karar vermiştim. Bu sistemi birçok yönü ile deneyimleme gereksinimim bu nedenle doğmuştu. Konuk olmak, konuk kabul etmek, couchsurfing aracılığıyla insanlarla buluşmak bunlardan bazılarıydı. Bolca konuk ağırlamıştım; güzel bir çeşitliliği vardı. Yazması da okuması da güzel olacak deneyimlerdi. Bir gün yurtdışına çıkacak olursam bu sistemi kullanarak gezeceğime kesin gözüyle bakıyordum. Hamili kart yakinimdir, yöntemiyle kendisi sisteme dâhil olmayan genç bir kız öğrenciyi Denizli’deki fizyoterapi kongresi için evimde konuk etmiştim. Geriye hangi seçenek kalmıştı? Konuk olmadan, yalnızca şehri gezmek için buluşmak. Bu da sistemde çok sık yapılan bir uygulamaydı. “Öğrenciyim/ailemle kalıyorum, evde konuk edecek ortamım yok. Ama dilerseniz bir kahve içmek için buluşuruz ve söyleşiriz,” diye yazıldığını ya da bu şekilde referanslar olduğunu görüyordum.   Numunelik

Ah, o kanatlar

Resim
Ah, O Kanatlar! Burada paylaştıklarım, yaşananlara bakış açımın ayrıntılarını düzenli okuyanlara iletiyor diye düşünüyorum. Benzer vurguları, farklı saptamalarımdan sonra yaptığımı fark ettiğim için bunu söylüyorum. Birkaç başlık altında sıralanabilecek bu bakış açılarından biri: "Yaşam, yolumuza yanıtlar serpiştirmiş." İş ki zihnimizi açıp soruları bulmuş olalım, gözümüzü açıp bu yanıtları görelim. Üstelik bu çabanın bize bir katkısı daha var: An'da kalmamızı da sağlar. Epey uzun zamandır ayarlamalar yaptığımız, her defasında iki taraftan birinin engeli çıkması nedeniyle ertelenen buluşma, "Olmuyorsa daha iyi bir zamanda olacağı içindir" sözüne hakkını verecek biçimde gerçekleşti. Önceki ayarlamalar hep iki arada bir derede, ayak üstü, onu yaparken araya bu da giriverir tarzındaydı. Oysa dün, yalnızca bu buluşma için gün boşaltıldı, ev boşaltıldı, ayarlanan zamana bir sınır konmadı. Zihinler ve yürekler zaten çoktan beri hazırdı. Buluşmanın karşı

Kanepe Kanepe Dünya

Resim
KANEPE KANEPE DÜNYA Ne zamandır, şu kanepe misafirliğini (nam-ı diğer: couchsurfing) anlatmak aklımda. Hatta o serüvenimin öykülerini bir kitapta toplama projem de halen geçerli. Ancak yazamadım bir türlü.   Araya türlü konu girdi. Ben de yoğun, koşturmacalı bir dönemde oturup bu konuyu kaleme alamadım. Şimdi yaz tatili zamanı, yani zaman gani gani… Her şeye yetecekmiş izlenimi veriyor, ta ki akşam olup da yine uçup gittiğini görene dek. Yok, bu sefer oturdum başına. Yazacağım, anlatacağım; kafama koydum bir kere. Her şey bir uçak yolculuğum sırasında okuduğum “Skylife” Dergisindeki “günde bir kahve parasına Dünyayı gezmek olası” ana fikri etrafında şekillenmiş bir makaleyle başladı. Gezgin bir ruh olarak öncelikle kendim için okudum, ama sonra benden çok kızımın işine yarayacağını fark ederek hemen bunu projelendirdim. Bende işler böyle yürüyor; aklıma yatan konu o anda bir projeye dönüyor. Gerçekleştirip “raporunu” yazmadan da dosyası kapanmıyor. Şöyle ki “Bu sistem iyiym

Yine bir 2 Temmuz yangını

Resim
Bir Kitabın Geliş Öyküsü Yine Asaf Koçak için Yaşam sürekli sürprizler hazırlıyor. Kimisi acı, kimisi tatlı. Yine de her sürpriz, yaşamı sıradanlığından çıkardığı için değerli. Tekdüze gidişin tek ilacı, bu aniden oluverenler. Geriye dönüp bakınca ne çok olduklarını görüyorum. Birbirleri ile nasıl da iç içe geçtiklerini. Birinin öbürünü hazırladığını. Bağlantılarını kurarken kah hüzünleniyor, kah eğleniyorum. Böylece yine sıradanlıktan kurtuluyorum. Temmuz’un 2’si tam 22 yıldır benim için acı günü. Bu günde her yıl eski bir yazımı paylaşırım dostlarla. Önce öykü kitabıma giren “Düşen Düşler” idi paylaşımım, sonra onun öyküye renk katan kısmını çıkarıp yalnızca acının nedenine yer vermekle yetindim. Kişisel bir anı işin içine girince işin boyutu değişiyor gibi hissederek bu kararı almıştım. Yazımın adı bu kez “Ölüm adın kalleş senin” oldu. Hem de ne kalleşti. Yıl 1993. Nisan ayı. Kazanmayı başardığım son “tıpta uzmanlık sınavım” için Ankara’daydım. Sınavın ertesi günü karde