CORONICLE (Korona Notları) XII- Sessizliğin çığlığı
Bu yazıya nereden başlayacağımı bilemiyorum. Aslında sayfasını epey önce açtım ve birçok işle bölündüm. Geldiğim noktada, ilk anda yazacaklarım anlamını yitirdi. Gözyaşlarımı yenice kurulamışken (elbette ellerimi sürmeden) parmak uçlarım klavyede geziniyor. Son işim, aslında zevkle yaptığım bir rutinim… Eşimin her ayın ilk günü “Sesin İzi” internet sayfasında çıkan yazı serisinin Mayıs ayı için olanına son okumayı yaptım. Aslında, ilk okuma... Çünkü herkesten önce yazıları okuyabilme ayrıcalığına sahibim. Dört yıldır... Her ayın ilk günü olma ritmini de benim takıntılı yapım sayesinde yerleştirdik. Siteye konunca çevremle paylaşıyorum. Çok güzel görüşler iletiliyor. Aracı olmaktan mutluluk duyuyorum. Her bir yazı bana da çok katkı sunuyor. Görüş alanım genişliyor. Bütüncül bakış yanında onun duyarlığı da bulaşıyor. Bu seferki yazı, iki aydır olduğu gibi yine Corona etkisinde. Sesin birçok yönü, bu döneme o yazılar sayesinde iz bırakıyor. Yarın okunabilir olacak. Beni dağıtan kısmı